24 Eylül 2009 Perşembe

Aristophanes, Dionysos, edebiyat; İkinci yazı

Değerli izleyici,

Bu bir deneme yazısıdır ve Kapadokya üzerinedir. T.S.

Anadolulu Dionysos/Bakkhos ve yazınsal metinler konusu bu satırların yazarı için en azından Aristophanes Dionysos başlığı ile yetmez, daha fazlasını bekler.

Bu satırların yazarı bunu bilerek, kısa bir süre için Azra Erhat’a dönüyor hemen. İleri sürdüğü düşünce ile Azra Erhat, yazınsal bellek için Halikarnas Balıkçısı’nı kaynak alır. Bu satırların yazarı Balıkçı’yı ve Erhat’ı atlayarak Aristophanes’den Dionysos’un kendisini, arkaik felsefe açısından Kapadokyalı üzüm kütüğü kültünü kaynak alıyor.

H. Balıkçısı’nın ortaya attığı görüş, zeybekler ilkçağdan kalma 'lobakkhi' adlı bir topluluktan türemedir, diyen kim? Erhat! Gösteren kaynakta Ege/Grek yok. Lobakkhi ve zeybek! İlk andıç burada!

'Dionysos Lydia, Phryggia (Frigya) tanrısı, Homeros destanlarında düpedüz Asia diye anılan yöreden gelmektedir’ diyen kim? Erhat!

Bu satırların yazarı ise diyor ki, bugüne dek keşif masasına gelmeyen, fakat Homeros ile bilinen ve açılmayan soru;‘düpedüz Asia’ neresidir?

Dionysos, Frigya, ‘düpedüz Asia’ bir andıç da buraya düşelim!

Bu arada objektifimizi hep birlikte şu yöne çevirelim diyor bu satırların yazarı. Dionysos’u izlemek üzere bir yan kulvara girecek sonra yine düz yola çıkacağız. Bekleyelim, görelim!

Romantik çağrışımla bir düş dünyası örse bile, yazılan konu, yazarın kimliğine göre edebiyat olur mu, meraklısına somut belgeler vererek evrenselleşme yolunu açar mı bir deneme yazısı? Bunu göreceğiz.

Bakın ne oldu?
Tarih öncesi çağlarda arkaik söylenceler işlenir. Kapadokya kaynaklı veriler Hattuşa’nın yakılışı, Hititler’in (İÖ 1190) ortadan silinişi ile Geç Hitit kent krallıkları (İÖ 700) ardılı yüzlerce yıl Kızılırmak Deltası, Kapadokya Platosu eski çağ gezgini ile elden ele gel/geç bilgiler aktarılarak gider gelir bizi bulur.

1 Hangi gezginler hangi bilgiler? İşte size bir andıç daha değerli Okur.

Çoğu serüvenci yarı 'Kinik' Sokrates’in öğrencisi Atinalı Antisthenes (İÖ 444/368) okulu etkisi alan gezginlerden kalan mitoslar çevresinde elden ele devşirme anlatılardır. Önemli bir andıç daha; yarı/kinik.

Burada kullandığım ‘yarı/kinik’ tanımı bir dünya gezgini romancı ve denemeci olan bu satırların yazarına aittir. Erdem ve tanımı; dünya nimetlerine/mülke, maddi değerlere bağımlı olmamakta görülen bu felsefel okulun etkisinde kalmaktan çok, burada çileli yaşam koşullarının getirdiği zorlukları, ancak bağımlılık isteyen her türlü bedensel gereksinimlere de ister istemez sırt dönen ve uzak düşen bu gezginlerin ayak izleri, bir yanı ile ünlü coğrafyacılarla pekişiyor, bir yanı Buda (İÖ 563-483) ile. Şöyle ki bu yol gezginine göre Nirvana’dan geçer, romantik çağrışımlar da verir, nesnel/somut belgelerle de...

2 Anayurdu, Anadolu asma yaprağı, üzüm kütüğü kültü de bir belgedir.

Doğduğu evi/bahçeyi, aydınlandığı/ilk söylev verdiği Bodh Gaya, kutsal ağaç ve stupayı çarıklarıyla yol tepe tepe S. Gautama’nın öldüğü kenti de gören bu satırların yazarı için Budha, romantik değil nesnel/örnek bir anlatı olur. Siddharta ve H. Hesse anımsanır.

Şimdi bir an duralım! Buradan yol uzar. Burada patikadan geçelim hemen! Patika da olsa uyanıklık yapıp, üzüm yemek için çitten atlasak da içeriye, ivecen bir ikilem (dilemma/paradoks) önümüze çıkacak.

Üstteki 'eski çağ gezgini ile elden ele gel/geç bilgiler konulu andıç geldi ve bekliyor. Bir andıç da Lobakkhi ve zeybek! Geriye dönelim.

Bakın ne var ne yok? Bizim için ne var, ne yok? Asma yaprağı/üzüm kütüğü kültü taşıyan Hititler belgelerle bugünden yüzyıl öncesine dek küllerle örtük bekler. Genel Kapadokya bir yana, içeriden yazılı doğa, insan, ister romatik ister nesnel kült belgeleri yok. Fakat şöyle bakın!

'Bu yurt bizim,' diyorsanız, bağcıyı dövmeden üzüm yemek istiyorsanız buyurun! İşte bir andıç daha! Evet, şöyle bakın ve yanılmayın! İyi bakın! Somut olarak elde üzüm kütüğü kültü var! Burası Kapadokya!

Destanlar atası İzmirli Homeros Kapadokya ve Kızılırmak Deltası'nı da Muğla/Karia, Manisa/Aydın çevresi Lydia Sardes, Troya, Çanakkale Boğazı gibi anlatı yeri olarak betimledi mi? Bu soru beni ilgilendiriyor.

3 Homeros, Kapadokya ve Kızılırmak yayını da destanlarında işledi mi?

Evet, Değerli İzleyici, deneme yazısı sınırları içinde bu konu sürecek...

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder